
Müzik: Ruhun Sessiz Dilinde
Her insanın hayatında bir şarkı vardır; bazen geçmişin acı-tatlı hatıralarını fısıldar, bazen de geleceğe dair umutları yeşertir. Müzik, kelimelerden daha güçlü bir şekilde kalbimize dokunan, görünmez bir köprüdür.
Günün telaşında bir anda kulağımıza çalınan bir melodi, bizi yıllar öncesine götürebilir. Çocuklukta dinlenen bir ninni, ilk gençlikte kulaklıktan taşan bir rock şarkısı ya da bir akşamüstü fonda çalan caz melodisi… Hepsi, aslında hayatımızın gizli günlüğüne düşülmüş notlardır.
Dikkat ederseniz, hiçbir sanat dalı bu kadar evrensel değildir. Resim dili, edebiyat dili ya da sinema dili kültüre göre değişebilir ama müzik… Dünyanın neresine giderseniz gidin, bir piyano sesi, bir keman tınısı ya da bir davul ritmi aynı kalpte benzer titreşimler yaratır. Belki de bu yüzden “müzik, ruhun evrensel dilidir” denir.
Ama müzik sadece dinlemek değildir. Kimi zaman insan kendi içinden yükselen bir melodiyle yaşar. Mutlulukta farkında olmadan mırıldandığımız o küçük ezgiler, hüznümüzde dudaklarımızdan dökülen o ağır şarkılar… İşte müziğin gerçek gücü burada saklıdır: Biz farkında olmadan ruhumuzun tercümanı olur.
Belki de hayatın bütün gürültüsünden kaçmanın en güzel yolu budur. Bir kulaklık takıp şehrin karmaşasında kaybolmak, aslında yeniden kendini bulmaktır. Çünkü müzik, sadece notaların değil, kalbin de attığı ritimdir.
Murat Aygün